Fatih Terim’in Bodrum Adliyesindeki İfadesi
Ünlü teknik direktör Fatih Terim, avukatlarıyla birlikte İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava kapsamında ifade vermek üzere Bodrum Adliyesine gitti. Müşteki konumunda olan Terim’in ifadesi, Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi tarafından talimatla alındı.
Terim, ifadesinde şunları söyledi: “Denizbank, beni özel bir müşteri olarak kabul etti ve her zaman bu şekilde muamele gördüm. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, benim ilk ismiyle hitap ettiğim, bu olaylar yaşanana kadar arkadaş bildiğim, hem yazlık hem kışlık evimde misafirim olan, benim de onun evinde misafir olduğum, samimi olduğumuz bir insandı. Bu olaylardan sonra kendisiyle hiçbir ilişkim kalmamıştır.”
Terim, Denizbank’taki hesaplarıyla ilgili olarak kendisine özel ihtimam gösterildiğini vurgulayarak, “Seçil Erzan’ı özel bankacım olarak belirleyen ve bunu takip eden Denizbank üst yönetimidir.” dedi. Çalışma hayatının son 15-20 yılı boyunca para yatırma ve çekme işlemlerinin banka çalışanları tarafından kendisine getirildiğini belirtti ve “Seçil Erzan, bizzat kendisi gelip bazen Florya Tesisleri’nde ya da evimde belgeleri imzalatırdı. Hiç okuma gereği duymadan imzalardım.” ifadelerini kullandı.
Terim, özel bankacısı Erzan’a güvendiğini ve ona olan güveninin, “Hocam, bankada şu kadar paranız var, bu ay bu paraya dokunmadınız, heba olmasın, değerlendirelim.” şeklindeki önerilerinde kötü bir niyet aramadığını anlattı. Ancak, “Erzan, bana hiçbir zaman özel bir fona para yatırılacağını ve yüksek gelir sağlanacağını söylemedi,” diyerek durumu sorgulamadığını ifade etti.
“Bana Seçil Hanım’la ilgili soru soranlara onun iyi ve ilgili bir bankacı olduğunu söylerdim”
Erzan’ın başkalarına yönelik kendisinin adını kullandığını sonradan öğrendiğini belirten Terim, “Bana Seçil Hanım’la ilgili soru soranlara onun iyi ve ilgili bir bankacı olduğunu söylerdim. Çok sonra öğrendim ki benim haberim olmadan, etrafımdaki birçok kişiden para istemiş, bazılarından da paralar almış.” şeklinde konuştu. Ayrıca yakın aile dostlarından da para alındığını ve daha fazlası için çaba gösterildiğini ifade etti.
Terim, Erzan’ın kendisini bir yatırıma ikna etmek için özel çaba harcamadığını belirtirken, “Bu davada tanıdığım ve tanımadığım birçok müşteki var. Benim bir yerlere para yönlendirdiğimi söyleyebilecek tek bir insan dahi olamaz.” dedi. Terim, bankanın bunu iddia etmesinin sebebinin kendi iletişim stratejisi olduğunu savundu.
Olayla ilgili maddi ve manevi zararlarının olduğunu dile getiren Terim, “Hesaplarımı inceledim ve Denizbank’a yatırdığım ve çektiğim tutarların arasında ciddi bir eksiklik olduğunu tespit ettim.” ifadesini kullandı. Ayrıca, bir bankacıdan aldığı bilgiye göre bir saklama hesabında 3 milyon dolar civarında para bulunması gerektiği ancak bankanın kendisine böyle bir paranın olmadığını söylediğini belirtti.
“Bir bankaya ve banka müdürüne güvendim, biri paramı, diğeri de itibarımı kullandı”
Terim, Emre Belözoğlu ile Arda Turan’ın 7 Nisan 2023’te eşiyle temasa geçmelerine kadar olaylardan haberdar olmadığını ve 8 Nisan sabahı yalnızca Hakan ile görüşmek üzere banka genel müdürlüğüne gittiklerini anlattı. “Bir anda karşımıza hatırladığım kadarıyla 10-15 kişi çıktı, bankanın tüm üst düzey yönetimi oradaydı. Çok şaşırdık.” diyerek o anki şaşkınlığını dile getirdi.
Toplantıda kendisine bir kaybı olup olmadığının sorulduğunu belirten Terim, “Arda ve Emre, ‘Biz, Fatih Hoca’nın tavsiyesiyle Seçil Erzan’a para gönderdik.’ demediler.” dedi. Terim, konunun adalet önünde tartışılmasının ve suçluların ortaya çıkmasının en büyük arzusu olduğunu belirtti.
Seçil Erzan’la olan ilişkilerine dair söylentilere cevap veren Terim, “Ona yıllarca güvenip parasını emanet ettim. Kendisiyle olan ilişkim yalnızca bankacı-müşteri ilişkisiydi.” dedi. Seçil Erzan’a yaşça büyük olmasına rağmen ona hiç “Seçil” demediğini ve her zaman mesafeli bir ilişki sürdürdüğünü vurguladı.
Bu olayla ilgili ailesi ve avukatları dışında kimseyle konuşmadığını belirten Terim, “50 senedir kamuoyunun gözü önünde yaşıyorum. Kamuoyunun da benden açıklama beklediğinin farkındayım.” ifadesini kullandı. Terim, bankaya ve banka müdürüne güvendiğini, ancak bunun kötüye kullanıldığını ve kendisiyle ilgili her açıklamanın gerçekleri paylaşma amaçlı olacağını ifade etti.
İddianame ve Sanıkların Cezaları
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydedilmektedir. İddianamede, müştekinin daha sonra Erzan’a ulaşmaya çalıştığı ancak ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği ve banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu anlatılmaktadır.
Sanık Erzan’ın, futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğu söyleyerek para yatırmaya ikna ettiği, gerçekte böyle bir fonun olmadığının tespit edildiği belirtilmektedir. Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği ifade edilmektedir.
Sanık Erzan için 93 yıldan 305 yıla kadar hapis cezası isteniyor
Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmektedir. Diğer sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün de aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep edilmektedir. Sanık Rüya Sağır’ın ise “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmektedir.
